27 Mayıs 2013 Pazartesi

SELAM...

YENİDEN SELAMLAR

Merhaba yeniden herkese uzun zaman oldu..
Yazmayalı, yazmayı unutalı..Bir kaç insan dinleyince yalnızca konuşmak yeter sandım.
Belki mutluluktan zaman ayıramadım belki küskünlükten bilinmez...
Ama yine buradayım tekrardan..


8 Şubat 2013 Cuma

CEM YILMAZ

'Ben Küçükken Çok Salaktim:
edip akbayram'in ismini edi zannederdim. yani o, benim için 'edipakbayram'di.
ablama, 'nasil olup da koca bir günü canin sikilmadan evde oturarak
geçiriyorsun?' demistim. 'büyüyünce insanin cani sokakta oynamak
istemez ki' cevabini vermisti. uzunca bir süre büyüyüp büyümedigimi
anlamak için kendime, 'canin sokakta oynamayi istiyor mu?' diye
sormustum.

annem erkegin cinsel organini 'pipi' kadininkini 'kutu' olarak
tanimlamisti.o zamanlar trt'de cenk koray'in sundugu 'tele kutu' diye bir
yarisma vardi.yarismacilar, 'hayir cenk bey. ben kutumu açmak istiyorum' deyince
kosarak odadan kaçardim.

dedemle parka gittigimiz bir gün trt'ciler çekim için oradaydi.
beni oynarken çektiler. yayin günü bizim aile jeneriginde gözüktügüm
çocuk programini izlemek için televizyon basina geçti. kendimi ekranda
görünce, 'beni niye parkta unuttunuuuz?' diye gözyaslarinabogulmustum.
geri vites' kavramim yoktu. soför, kolunu koltuga atip arkaya
dogru bakinca araba otomatikman geri geri gidiyor zannederdim.
benden büyük kuzenlerim dondurmacilarin dondurma külahlarinin sivri
kismiyla kulaklarini karistirdigini söylemisti. inanmistim. hâlâ da
külahlarinsivri kisimlarini yemem. çöpe atarim.

babaannem bir gün ölürse sevdigim dizilerin olmadigi bir gün ölsün
istiyordum.
abimle karaoglancilik oynardik. o karaoglan olurdu, beni de bizans
askeri yapardi. sonra evire çevire döverdi. çok mühim bir sey
yaptigimi sandigim için canim yansa bile hiç sesimi çikarmazdim.

bulmacalardaki, 'annenin erkek kardesi' kismina dayimin bes harfli
ismini sigdirmaya çalisirdim.

anaokulunda patates baskisi yapmayi ögrenmistik. o kadar hosuma
gitmisti ki, evde duvarlara, masa örtülerine filan basmistim. ancak sanat
merakim annemin yeni aldigi beyaz etege patatesi yapistirmamla son
bulmustu. Hemgönlünü almak hem de el koydugu patateslerime ka vusmak için dahiyane bir
fikirle ögretmenimin yanina gittim. 'annem' yazisini patatese oydurttum.
sevinçle eve gelerek soyundum. renkli boyalara batirdigim patatesi vücudumun
her tarafina bastim. sonra da annemin karsisina geçtim. beni o halde
görünce aglamaya baslamisti.
madonna ile maradona'yi kardes zannederdim. kendi kendime,
'bunlarin babasi ne sansli be. bir çocugu futbolun krali, öbürü
müzigin kraliçesi'derdim.

birinden özür diledigim zaman allah'in bana bir özür verecegini
sanirdim. sakat olacagimi düsünüp hemen 'diledigim özürü' geri
alirdim.
kurban bayrami'nda toplanan derilerden uçak yapildigini sanirdim.
uçaklarin dis yüzeyinin bu derilerle kaplandigi için türk hava kurumu'nun
topladigini düsünüyordum. uçak kaçirma filmlerinde silahla ates
edildiginde yada bomba patladiginda, 'ayyy! deri delindi!' derdim.

annem banyodan çiktiktan sonra babamin söyledigi, 'sihhatler olsun'
lafini 'saatler olsun' diye anlardim. bunun da, 'banyoda amma çok
kaldin' gibi bir sey demek oldugunu sanip babamin anneme kizdigini
düsünürdüm. annemin buna karsin niye sadece, 'sagol' dedigini merak
ederdim. 'ne kibar kadin, babam kizsa da hiç muhatap olmuyor'
diyerek anneme hayran, babama kil olurdum.

Babaannemin maceraları

Video kasetlerin revaçta olduğu dönemde ailecek Rocky 4'ü
seyrediyorduk. Stallone'nin Rus boksörü yendiğini gören babaannem,
'Bizim çocuk yensin diye Yasin adamıştım. Gidip okuyayım bari' demişti!

Amcam 1984 yılında Almanya'dan kutu kola getirmişti. O zamanlar
Türkiye'de kutu kola henüz yoktu. Babannem biz içtikten sonra
kutuları atmayıp bulaşıklarla beraber yıkamış, ardından da bardakların arasınakoymuştu!

İzmir'de abimlerdeyken televizyonda Ajda Pekkan'ı seyreden, birkaç
gün sonra İstanbul'a döndüğünde televizyonda yine Ajda
Pekkan'a rastlayan babaannemin yorumu: 'Buraya da mı geldi bu zilli! Nereyegitsem peşimde!'

Babaannem ev kalabalık da olsa hep televizyonlu odada namaz kılar.
Alışmış olsa gerek, sesten hiç rahatsız olmaz. Bir gün o
namaza durmuşken biz televizyon izliyorduk. Kanalları gezerken birdenbabaannemin ahenkli sesi dua ile karışık bir şekilde bizidumurlara yelken açtırdı: 'Velem yuleeedd. Kanalı değiştirmeeee! Velemyekunlehu. Ajans başlayacaaak. Kufuven ahad!'


CEM YILMAZ :) :) :)

Allah'ımmmmm Krizzzz


Özlemekten nefret edenler diye grup açacağım ve herkesin önünde saygıyla eyileceğim.Bu nedir arkadaş.
Ben ki küçükken teyzemleri Çorlu'ya evlerine yolcularken ağlardım bu bana revamı.15 ay kardeşim az değilki...Sayılı gündür mecburiyettir sabır iyidir fasa fiso.Özlemek kadar iğrenç, çaresiz bir duygu varmıdır ya..İnsan mecbur kalmadığı sürece bunu ne yaşamalı ne yaşatmalıdır Aman diyim amannnn...

17 Ocak 2013 Perşembe

KADİR ÇÖPDEMİR KOPMUŞ GELİYOR 

Kadir Çöpdemir bir zamanların 'kirlisi' stan up mı desemmm talk show mu desemmm Beyaz Showunnn yandan yemişi mi desemmm bir program yapmaya başlamış.Tek kelime ibretlik.Geçen günlerde bir vesile ile gitmiş bulunduk merak ettik değişikliktir dedik. 
Amannnnn gitmez olaydık.Program başlayana kadar ayrı eziyet, oturunca kaldırmamaları ayrı bir eziyet, hiç reklam vermemeleri ayrı bir eziyet.Birde halimize üzülüp su dağıtıyorlar.Ya tek ihtiyacımız su mu bizim ? Program boyunca sen bacağını buraya koy, ben böyle eğileyim, sen şöyle uzat ayağını, gibi konuşmalar geçti sadece insanların arasında ki konuşmalarda.Bacaklarımın 2 gün sürecek o ağrılı haline mi yanayım, programın gereksizliğine mi yanayım,yıllarca iyi bir oyuncu olarak bildiğimiz Kadir Çöpdemir'in kendini böyle bir program yaparak kabiliyetsiz olarak göstermesine mi?Allah'tan Yalın konuktu iki yeni şarkı söyledi de onu dinlemiş olduk.
Herkes en iyi olduğu işi yapsın arkadaş.Bizi neden tv programlarından soğutuyorsunuz yaa :)







RİHANNA VE DÖVMELERİ :)


Rihanna deyince artık sizinde aklınıza dövme gelmiyor mu? Günümüzde dövme yaptırmak isteyen gençlerin google da ilk örnek olarak search ettikleri kişidir Rihanna.Bu sözümde de hiç olmadığım kadar iddaalıyım.Tam 14 ü bulmuş dövmeleri.Ben vücudumda 14 ayrı bölüm 14 ayrı dövme yaptıracak nokta  bulamıyorum arkadaşlar ya.Kabul dövmelerinin her biri ayrı güzel ve ayrı bir efsane ama çok fazla. Bu kadar abartı böyle bir bağımlılık olamaz.Dövmenin yaptığı bağımlılıktan herkes söz eder bende de azda olsa vardır ikincisini yaptırma aşkı ama Rihanna artık bu konuyu yeni kaset yeni dövme olayına döndürdü.Ve biri artık onu durdursun artık yaptırdıkları yakışmıyor.İbretlik görüntüler sergiliyor.Yüzüne de yaptırmak istiyormuş fakat dövmecisi yapmıyormuş.Abartı geliyor, güzelliğinin önüne geçiyor...

VE BİR ACI...

Bugün yıllarını gazeteciliğe ve haberciliğe vermiş , ekranlarda görmeyi sevdiğimiz birini kaybettik.Evet Mehmet Ali Birand ne zamandır yazmıyordum deprem geçti,karlar geçti yazamadım ama bu konuyu atlayamazdım.Bir arkadaşımın sosyal paylaşım sitesindeki yazısını okudum çok etkilendim demiş ki 'Bu akşam da kimselere söz vermemiştik, özleyeceğiz... :( Mekanın Cennet Olsun Mehmet Ali Birand...' Çok üzücü değil mi görmeye, duymaya alıştığımız bir kişinin hayatını kaybetmesi.Birde yakınımızdan yanımızdan birinin olduğunu düşünmek beni çok korkutuyor.Daha öncede yazdığım gibi bende ağır bir hastalık geçirdim hala da geçirmeye çalışıyorum ama bu korku çok farklı bu korku çok fazla.İnsan kendinden daha çok korkuyor sevdiklerini kaybetmekten.Onları bir daha görememekten.Sevememekten. Allah korusun herkes bir gün bunları yaşayacak ama erken değil erken olmasın :( Ölmüşlerimiz adına çeşme filan yaptırılır ya, o çeşmeden insanlar su içtikçe o insan için hala sevap yazıldığı söylenir.Aslında Mehmet Ali Birand gibi insanların sevapları yazılmaya devam ediyordur bence.Onun yetiştirdiği bu mesleğe kazandırdığı insanlar çalıştıkça topluma faydalı oldukça o daha rahat uyumalı.Öğretmenler gibi doktorlar gibi bazı meslekler vardır öğrettikleri, yetiştirdikleri insanların hep onlara dua etmesi gerektiği. Sizleri hiç unutmayacağım..